28 Haziran 2014 Cumartesi

Budapeşte gezisi

By With Hiç yorum yok:
Bilet wizzairden alınır, sırtçantalıysanız uygun fiyatlar sıvı vs olan valiziniz vs olacaksa fiyatlar artıyor.Ev, airbnb'den tutulur:) 2 ve daha fazla kişiyseniz kesinlikle öncelikli aramanızı airbnbden yapın derim, hostelden de ucuza gelebiliyor, hostelin avantajı farklı memleketlerden farklı adamlarla tanışmak olabilir ama bunun da konfor ve fiyat avantajı var, ayrıca bir mahalle havası soluyorsunuz az da olsa:)
Kahramanlar Meydanı

İngilizcesi Heroes' Square, Macarcası Hösök Tere. Macarların Ö sevgisis beni benden aldı zaten. Bu meydanda macarların karpatlar bölgesine ilk gelişlerindeki 7 aşiret/kabile reisinin heykellerinin yanı sıra diğer önemli komutanların/askerlerin heykelleri de var. Ortadaki büyük anıtın adı Millenium Anıtı ve tepesinde Melek Cebrail Haç ve Kraliyet Tacı ile duruyor. Meydan biz gittiğimizde çok hareketli değildi o yüzden sadece Hmmm dedik.
Güzel Sanatlar Müzesi

Kahramanlar Meydanının hemen yanındaki müzede zaman zaman özel sergiler de bulunuyor anladığım kadarıyla. Henri de Toulouse Lautrec sergisi vardı biz gittiğimizde ve girelim dedik. Fotoğraf çekmek yasak olsa da birkaç tane çekebildik. Türkiye'de sergilere gitmeyip yurtdışında gitmek ayrı bir husus da olsa zararı yok bunun tabi :)



Kahramanlar Meydanını geçince olan kaplıcayı gezemedik ama şehir parkında tesadüfen Türklerle Haçlılar arasındaki mücadelenin temsiline denk geldik bu da gayet hoş bir sürpriz oldu bence.

Parlamento Binası ışıklar içinde gayet güzel görünüyor ama dikkat edin gece tam 1 de bütün ışıklar kapatılıyor, yürüyüş yapacaksanız ona göre geç kalmamaya dikkat edin.

Tuna nehri gezisi için aldığınız bilet 48 saat boyunca geçerli, tuna boyunca önce Margrid adasına gidip sonra geri dönüş yolunda şehrin önemli yerlerini görmek gayet keyifli ama ingilizce anlatımı yakalamak çok kolay olmadığı için öncesinde bir haritaya nerde ne varmış diye bakmanızda fayda var:)









Macar Yemeği


Macar Yemeği





Pasaj içinde eski arabalar


Matthias Kilisesi de Buda Kale bölgesinde Fishermen's Bastionla yanyana. Avrupadaki çoğu kiliseden daha farklı bir iç mimariye sahip kiliseye girmenizi ve ince işleri görmenizi öneririm.

Kilisenin içinden genel görünüm

Sanattan çok anlamasam da özellikle yuvarlak kolonlar farklı bir görsellik katıyor kiliseye.

Fishermen's Bastion namı diğer Balıkçı Loncası, aslında bunun için bilet almaya gerek yok, burçlardan birinde cafe olduğu için o cafeye çıkarak da fotoğraf çekebilir, manzarayı izleyebilirsiniz.

Fishermen's Bastion'daki heykel amcalar.

Bilet almazsanız bu burçlardan birine çıkıyorsunuz, alırsanız böyle fazladan 30-40 metre yürüyebiliyorsunuz:)

Meşhuuur gulaş çorbası, güzel pişmiş dana eti, sulu versiyon.Niye yedim demezsiniz ama kaçırırsanız da Türkiye'de benzer tatlar var.

5 dakikalık dönme dolap için dünya para verdik, çok da gerek yokmuş, yürüyerek gezmek ve binaların ışıklandırmasına yakından bakmak daha mantıklı





New York Cafe kendisine dünyanın en iyi cafesi diyen bir yer, fiyatlar oldukça uçuk, gitmiş olmak için girip su veya filtre kahve içebilirsiniz :) Muazzam bir dekor, yüksek tavanlı ferah ama kalabalık bir yer, bir çok macar kitabı burda yazılmışmış ve rivayete göre Ferenc Molnar isimli bir yazar gece gündüz çık olsun diye buranın anahtarını Tuna'ya atmış.
Gece karanlığında Buda Kalesi ve Chain Bridge
















Emektar Magiruslar magnetlerde de yerlerini almışlar.



Metro oldukça eski deneme için bindik vintage severseniz siz de binin

12 Haziran 2014 Perşembe

Ayvalık'tan Midilli'ye/Günübirlik Midilli Turu

By With Hiç yorum yok:
Ayvalık'a gelmişken ve hazır vizemiz varken günübirlik Midilliye gidelim dedik. Her yönüyle değilse de işte bazı yönleriyle Midilli. Eskiden Türklerin yaşadığı, Lozan Mübadelesiyle tamamen rumlaşan bu adayla ilgili araştırma yaparken Patriyot , Karamanlı,Karamanlıca diye bir şeylerin olduğunu öğrendim ve cehaletime üzüldüm diyerek antrparantezi geçip geziye devam edelim.

Ulaşım:
Ayvalık'tan Midilli'ye Tur-Yol ve Jale Tur tarafından işletilen feribotlarla gidiliyor. Bilet fiyatı gidiş dönüş internetten alınırsa 25€, bilet satış ofisinden alınırsa 30€. Yolculuk yaklaşık 1,5 saat sürüyor.

Vize
Şengen bölgesi olduğundan geçerli vizemizle direkt gittik ama kapıda vize uygulaması ile de vize alınabiliyor. Feribottan indiğinizde vizesi olanlar ve yeşil pasaportlular sağdan vize alacaklar soldan devam ediyorlar. Yüksek sezonda olmamamıza rağmen yarım saat kadar bekledik sezonda daha kalabalık olabilir.

Mytilene



Feribottan indiğinizde Mytiline'ye varıyor ve sokaklarda gezmeye başlıyorsunuz, çarşısı gezinmesi keyifli bir yer mytiline, sağanak yağmur altında sığınacak yer aradık şansımıza ama 5-6 saat geçirilebilir günübirlik gelmediyseniz. Günübirlik geldiyseniz 1-2 saatte hızlıca dolaşabilirsiniz. 
Adada özellikle limana yakın yerlerde Türk cep telefonu operatörleri çekiyor, o yüzden operatör seçimini manuel olarak türk seçip yurtiçi fiyattan konuşabilir internete girebilirsiniz!


Gezerken bir kaç kiliseye elbette rastlıyorsunuz, burda listesi var:)


Bu da mübadele öncesinden kalma cami ama kapalı. Bu linkte Adadaki Osmanlı eserlerinin listesi daha detaylı.



Yemekte akşam balık yeriz diyerek karşımıza çıkan mamas pizzaya girdik, büyük boy pizza gerçekten büyük, lezzet fena değil. İki kişiye orta pizza yeter, ince hamuru da sorabilirsiniz. Dükkanın tasarımı baya iyiydi bence.
Mytilinede Hediyelik eşyacılarda gemi oldukça yaygın,çeşit bol. Hediyelikler Molivos'a göre daha ucuz, burdan almanız daha iyi olabilir.

Mytilene'den Molivos'a
Burdan istikamet Molivos, günlük 30€'ya araba kiraladık. Pazarlık belki yapılırdı ama vakit az olduğu için çok uğraşmadık. Cumartesi öğlen 13.15 te otobüsün de gittiğini söylediler ama pazar dönüş otobüsü yok dedikleri için bu seçeneği de çok sorgulamadık , bir kaç günlüğüne gidilirse bu da düşünülebilir. Molivosun diğer adı  Mytimne, yolda levhaları buna göre takip etmenizde fayda var. 

Biz bir ara yanlış yerden dönüp yolu uzattık, her ne kadar sahil yolu olsa da siz yapmayın:) Uzun süre kalacaklar için Petranın plajlarının oldukça güzel olduğu sözyleniyor. Petra'da Molivos'a gelmeden yaklaşık 10kilometre önce küçük bir kasaba, bu da aklınızda bulunsun.

Molivos
Molivos, adanın en turistik yeri ve girişte cafeler, hediyelikçiler karşılıyor dizi, doğrudan limana gidiyorsunuz. Park için limana kadar gitmeyip girişte otomobillerin park ettiği cebi tercih edin. Limanda park belirli saatlerde yasak. cafelerin manzarası oldukça keyifli. 

Limanda yarım saat kadar dolaştıktan sonra Bazaar Cafe'nin oldukça güzel balkonunda kahve içip gezmeye devam ettik. 


Kısa süreliğine giderseniz yol üstünde Kaleyi gösteren ve Hastaneyi gösteren tabelalar var oradan girmenizi öneririm. Asıl gezilecek sokaklar ve çarşılar bu ara sokaklarda ve cunda, ayvalık, mytilene sokakları Molivos sokaklarının yanında bence oldukça sönük kalıyor. 

Çarşı Pazar Molivos


Sek sek sekerek Molivos.


Molivos'a biraz daha vakitli gidebilseydik Village Train'e binmek de keyifli olabilirdi.


Tabi gezerken Kıbrıs'ı unutma, Türkler bizi vatanımızdan kovdu anıtı kime para veriyorum sorusunu da sordurdu ama kin tutmamak lazım. Değişik duygular bunlar.


Molivos sokaklarını bitirdikten sonra cafenin internetiyle booking.com'dan bulduğumuz Molivos I Otel'e gittik saat 9 gibi. Tam deniz kıyısında güzel bir otel , Gecelik oda fiyatının 50 € olduğunu söylediler, kahvaltı almayacağımızı söyleyince 40 €'ya düştü fiyat. Sadece yatmak için zaten yeterli ama deniz için de güzel olabilir.

                                              

Otele giriş yaptıktan sonra yemek için Triena restorana gittik. Hemen otelin yanındaki restoranın yorumları fena değildi ama mezeler de yediğimiz sardalya da Türkiye'den daha iyi değildi. Yalnızca canlı müzik bizim için ekstra bir güzellik oldu. Balık için de meze için aklım Kavala'da Savvas'ta kaldı. Yemekten sonra sadece yatıp sabah feribot için geri dönmek kaldı. Denize de gireydik iyiydi ama o da başka sefere kaldı.

Ayvalıktan geldik
Midillide durduk
Şimdi de istikamet Cunda!

6 Haziran 2014 Cuma

İstikamet Ayvalık

By With Hiç yorum yok:
Sandıklı'dan istikamet Ayvalık! Sanırım Sandıklı'dan gitmesi en zor yer:) Ya da sandıklı da ters bir yerde olabilir:) Deniz mevsimini başlatacağımı umarak gittim ama yağmurlardan dolayı deniz olmadı ama denize girmeden de bir kaç gün keyifle geçirilebilir Ayvalık'ta.



Ulaşım
Sandıklı'dan doğrudan Ayvalık'a ulaşım yok, Otobüsle önce İzmir veya Balıkesir'e daha sonra oradan da Ayvalık Otobüslerine binmek gerekiyor. Ben arkadaşım arabayla İzmir'e gittiği için İzmir'den gittim, gitmez olaydım :) Gece 1'de otogara varınca ve bir gün sonrada askerlerin yemin töreni olunca ancak Truva Turizmin 6.30 otobüsüne bilet bulabildim ve yarım yamalak otogarda uyuyarak sabahı ettim. Allah'tan hava iyiydi de üşümedim. 
Ben binemesem de İzmir Ayvalık seferi yapan firmalar ve gece seferleri şöyle:
  • Kamil Koç: Gece 12 ve sabaha karşı 5
  • Metro: Gece 1 ve Sabaha Karşı 4
  • Truva: Sabah 6.30
  • Sebat: Sabah 8 - Akşam 9 arası saatte 1

Otogarda sabahlamak da varmış:)
Ayvalık'a Uçakla gelecekseniz Edremit Koca Seyit Havaalanına iniyorsunuz. Bora Jet ile gelirseniz havaalanı servisi varmış ama diğerlerinde servis olmadığı gibi direkt havaalanından havaş veye minibüs de yok. Hemen dibindeki otoyola çıkıp Körfez Birlik Turizmin Edremitten kalkan minibüslerine binmeniz gerekiyor 7,5 TL vererek. Dönüşte de Eski Otogardan yine Körfez Birlik götürüyor. Eğer 9.30'dan sonra binecekseniz ya da inecekseniz taksiye yüklü bir ücret ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Otel

Booking.com'daki yorumlar doğrultusunda Boutique Ayvalık Otel'de kaldık, oldukça da memnun kaldık:) Otel sahibi Derya Hanım oldukça ilgili ve sizi güzel yerlere yönlendirmek için elinden geleni yapıyor. Konum olarak da merkezde çok kolay bir yerde olunca tekrar gidilse başka yer aramaya gerek yok. Rezervasyonu bookingden değil telefonla yapınca booking'in aldığı komisyonu almaması da aklınızda olması gereken ayrı bir avantaj.


                                       
Otelin terasında kitap okumak, çay kahve içmek oldukça keyifli,


Gezelim Görelim

                                               

Ayvalık mübadele öncesinde Rum nüfusun daha yoğun olduğu bir şehirmiş, her ne kadar çirkin binalar da ortaya çıksa da sokaklarda rum evleri görmek bu yüzden gayet doğal ve yürümek keyifli. Kaldığımız pansiyon da 1874 yılında yapılmış eski bir rum evi idi.
                                         


Eski görüntüsü verilmiş yerine gerçekten eski evler ve eşyaların görünüşleri candır. Sokaklardaki çiçekler de ayrı bir kuşlar böcekler ruh haline sokuyor insanı.
Ayvalık Kıraathanesi, bina gayet güzel görünüyordu ama çay için bir başka sefere...,


Sahil boyu yürüyebilir adını bilmediğim balıkları tutan abileri izleyebilirsiniz. Hatta misina ve yem alarak balık da tutabilirsiniz. Bir sonraki gidişim bu amaçlı olacak.

Yemek
                                                     
Sabah kahvaltısı olarak sahil kenarı Ayvalıkgücü Cafe de 2 Ayvalık Tostu oldukça doyurucu ve ekonomik oldu, tavsiye ederim.
                                                     

 Gezinirken Şeytanın Kahvesi'ne uğrayıp Koruk Suyu içmek istedim ama kahveci birkaç gün sonra çıkacağını söylediği için limonatayla idare ettim.

                                    
Limonata da gayet güzeldi, keyifli ve huzurlu bir mekan Şeytanın Kahvesi. limonata, Çay, kitap, Sohbet, Sokak, hepsi iyi olur burda:)
                                         



                                             
Öğle yemeği için Aranan Köfteci'de İşkembe Çorbası ve Köfte yedim ama tekrar arayacağımı düşünmüyorum. Her ne kadar popüler bir mekan olsa ve idare eder bir tadı olsa da "aranan" değil bence:)

                                

Akşam ise biraz geç vakitte Tenekeciler Sokak'ta Tik Mustafa'ya gittik ama sezon henüz başlamadığı için çok dolu değildi ve erken kapanıyordu ama yine de ilgi alaka ve yemekler tekrar tercih edilmesi için yeterli!

Tarihi Mekanlar

Saatli Cami 1850 yıllarında Agai İnni Kilisesi olarak inşa edilmiş sonradan camiye çevrilmiş ve duvarlar boyanmış. Çok farklı bir özelliği yok ama geçerken uğranabilir.






Çınarlı Camii ise 1790larda yapılan bir kilisenin dönüştürülmesiyle cami olmuş. Saatli Camiden daha büyük bir cami ve eski kilise olduğu yapı olarak dışardan da daha net belli oluyor, içeri girdiğinde zaten "hmmm" diyorsun.




Çınarlı Camiinin içi.


Hamidiye Camiini ise gümrük bölgesine yürürken tesadüfen gördüm ve Ayvalık'ın tarihi özelliğini yansıtan tek camiiymiş. Tesadüfen böyle yerler görmek iyi geliyor! O yüzden yürümek iyidir.


      Hamidiye Camii içi





Yorgunluktan Taksiyarhis Kilisesine girmedim hatta muhtemelen yanından geçmeme rağmen fark etmedim ama bu da aklınızda bulunsun. Saatli Camiinin hemen yanında sanırım. Otogar yorgunluğuyla onun tabelasına girsem de aramaya üşendim. Ama Bir dahaki sefere bakmak iyi olur. Cunda'da ve Midillide de Taksiyarhis Kiliseleri mevcut. 

Burdan sonra istikamet Midilli

Ordan da Cunda!

Haydi hayırlı geziler!

Popüler